30 derecelik görüş açısına sahip kızılötesi arayıcı başlıklar kullanan, hedefi vurabilmek için hedefin tam arkasında konumlanması gereken kısa menzilli ilk füzeler.
45 derecelik görüş açısına sahip kızılötesi arayıcı başlıklar kullanan füzeler.
60 derecelik görüş açısına sahip olan ve hedefi vurabilmek için hedefin tam arkasında konumlanması gerekmeyen füzeler.
120 derecelik görüş açısı sayesinde, füzeyi yanıltmaya çalışan IRCM (Kızılötesi Karşı Tedbir) sistemlerine karşı direnç gösterebilen füzeler.
Yeni sinyal işleme ve sensör teknolojileri ile hedefi bir bütün olarak tasvir edebilen, üzerinde yer alan IRCCM (Kızılötesi Karşı Karşı Tedbir) sistemleri sayesinde, füzeyi yanıltmaya çalışan IRCM (Kızılötesi Karşı Tedbir) sistemlerine karşı yüksek direnç gösterebilen füzeler.
Gözetleme, denetleme ve koruma gibi deniz operasyonlarını yürüten, adını Türk adalarından alan korvet sınıfı.
Aktif Elektronik Taramalı Dizi Radarı; birçok küçük katı hâl alıcı/verici modülü ile alıcı ve verici işlevi gören, üzerindeki her bir modülden ayrı radyo dalgaları yayarak ışınlarını yönelten bir faz dizinli radar türü.
Genellikle denizaltılar tarafından uzun mesafelerde kullanılan torpido türü.
Top, roketatar, tanksavar gibi büyük çaplı silahlara verilen genel ad.
Güdümlü bomba; belirli bir konum veya hedefe güdümlenebilen, hassas vuruş kabiliyetli mühimmat.
Güdümlü mühimmat; belirli bir konum veya hedefe güdümlenebilen, hassas vuruş kabiliyetli mühimmat.
Verici anteni sayesinde hedef takibi yapabilen, sahip olduğu sistemler ile hedefin konumlanacağı yer hakkında öngörüde bulunabilen ve füzenin fırlatıldıktan sonra dahi yönlendirilebilmesini sağlayan gelişmiş güdüm sistemi.
Üzerinde dâhilî olarak bulunan aktif radar arayıcı başlık ve veri bağı sayesinde at-unut ve at-güncelle özelliklerinin yanı sıra birden fazla hedefe kilitlenebilme, her açıdan atış ve karıştırma kaynağına güdümlenebilme (Home-on-Jam) yeteneklerine sahip olan füze.
Hedefini ses sinyalleri aracılığıyla bulan torpido türü.
Bir vericiden gelen elektromanyetik dalgaları alan aygıt.
Dalgalı elektrik akımı üreteci.
Geminin yük koyulan bölümü.
Hem karada hem suda kullanılabilen.
Deniz ve kara müşterek harekâtı.
Elektromanyetik alandan enerji alan veya bir yüksek frekans üreteci tarafından üretilen enerjinin elektromanyetik dalgalar hâlinde yayılmasını sağlayan cihaz.
Kablosuz haberleşme sistemlerinde elektriksel veriler ile elektromanyetik dalgalar arasındaki dönüşümleri sağlayan cihaz.
Telekomünikasyonda bir antenin maksimum elektromanyetik akıyla yayın yaptığı yönde izotropik antene göre kazancı.
Boşluktaki elektromanyetik dalgaları toplayarak bu dalgaların iletim hatları içerisinde yayılmasını sağlayan veya iletim hatlarından gelen sinyalleri dalga olarak boşluğa yayan cihaz.
Uçan platformların GPS ve türevi sistemlerine yapılacak elektronik karıştırma saldırılarına karşı alınan önlemlerin genel adı.
Füzelere hedef tespiti yapma, tespit edilen hedefe kilitlenme ve imha gerçekleşene kadar hedefi takip etme kabiliyeti kazandıran sistem.
Sistem kullanıcıları ile görev yazılımları arasındaki bağı görselleştiren yazılımlara verilen genel ad.
Ateşli silahlarda namlunun ilerisinde bulunan, gez ile hedefi aynı hizaya getirerek nişan almaya yarayan çıkıntı.
Kuşatma sırasında surları yıkmak amacıyla kullanılan tekerlekli mancınık.
Genellikle nitelik ve nicelik bakımından daha zayıf olan askerî unsurlar tarafından daha üstün unsurlara karşı yürütülen, olağan harekât tarzlarından farklı yöntemlerin kullanıldığı ve düşük seviye kuvvet ve teknoloji ile etkili olmanın amaçlandığı savaş biçimi.
Olağan harekât tarzlarından farklı yöntemler ile düşük seviye kuvvet ve teknoloji kullanılarak umulmadık etkiler yaratmanın amaçlandığı tehdit türü.
Seyrüsefer bilgileri ile seyrüsefer performans bilgilerini kendi başına üretebilen sistem.
Barutun yanmasıyla elde edilen enerji sayesinde hedefe tesir eden, top, tüfek gibi tahrip gücü yüksek patlayıcı silah.
Ateşleme sırasında silahın daha verimli kullanılmasını sağlamak ve geri tepme şokunu absorbe etmek ile topçu silahlarının taşınmasını desteklemek için üretilmiş platform.
İstenen noktaya atış yapılabilmesini sağlamak amacıyla merminin hareket, yön, patlama gibi etmenlerini düzenleme.
ATR standartlarına göre üretilen şasilere verilen genel ad.
Hava araçlarında yer alan navigasyon, sensör ve gösterge gibi elektronik sistemlere verilen genel ad.
Alman donanmasındaki Tip 209 sınıfı denizaltıların Türk Deniz Kuvvetleri’ndeki adı.
Bir merminin hava veya su gibi akışkan bir ortamda belirli bir amaç ile belirli bir tip enerji kaynağı kullanılarak bir noktadan diğer noktaya gönderilmesini inceleyen bilim dalı.
Kara, hava ve deniz platformlarında kullanılan, kinetik ve çukur imlalı kimyasal mühimmata karşı koruyucu zırh sistemi.
Dört fırkateynden oluşan, Türk donanmasının en modern fırkateyn sınıfı.
Asker taşımada da kullanılan, kalyon türünden küçük savaş gemisi.
Osmanlı donanmasında kullanılan, kadırga türünden savaş gemisi.
(1) En küçük topçu veya roket/füze birliği; (2) elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depolayan ve istendiğinde bunu elektrik enerjisi olarak veren cihaz; akım toplar, biriktireç.
Haberleşme ve radyo yayını için sinyal vericisi ve alıcısı olarak çalışan ünite.
Patlayıcı madde ve şüpheli cisimlere ilk müdahalede gerekli keşif, inceleme ve zararsız hâle getirme faaliyetlerinin uzman personeli riske atmadan gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılan araç.
Geminin yanı.
Gelen sinyallerin kontrollü bir biçimde alınmasına olanak tanıyan yeni teknoloji anten türü.
Savaşlarda çıkarma yapılacak kıyıya asker ve cephane taşımaya yarayan, altı düz, küçük deniz aracı.
Tekerlekli ve paletli araçlara monte edilen, birden fazla roket atma kabiliyetine sahip silah.
Düşman surlara yaklaşmada kullanılan ve içine girenleri koruyan fıçı biçimindeki savaş aracı.
Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer ajanların insan vücudundan, eşyadan ve çevreden uzaklaştırılması ya da etkisizleştirilmesi yoluyla insanların, eşyanın ve çevrenin güvenliğinin sağlanması.
Zırhları ve beton yüzeyleri delmek için tasarlanmış bir harp başlığı türü.
Bir yazılımın gözlemlenmesine ve analiz edilmesine olanak tanıyan yazılımlara verilen genel ad.
Deniz yüzeyinin altında ve üstünde yol alabilen savaş ya da araştırma gemisi, tahtelbahir.
Geminin taşırdığı suyun ton cisminden hacmi.
Denizaltıların, su üstü harp gemilerinin, uçak gemilerinin ve deniz hava araçlarının muharebe dâhil tüm faaliyet ve operasyonlarını yürütmelerine destek sağlamak için tasarlanmış gemi.
Kıyı bölgelerinde devriye gezmek ve kıyı savunmasına katkıda bulunmak için tasarlanmış küçük askerî gemi.
Işığın doğrusal olmayan sistem ve malzemelerdeki davranış ve özelliklerini inceleyen optik dalı.
Bir devletin deniz kuvvetleri.
Sabit ortamlardan hareketli ortamlara akışkan transferini sağlayan mekanik sızdırmazlık ekipmanı.
Pilotların ve mürettebatın uçuş eğitimleri için özel olarak tasarlanmış uçak.
Genellikle devlet dışı aktörler tarafından kullanılan ve patlamamış mühimmat, hazır patlayıcı maddeler ya da kimyasallar ile hazırlanan el yapımı bomba.
Elektrik enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren aygıt.
Optik görüntüleme yoluyla hedef tespiti yapan, güdüm sistemleri ile takip gerçekleştiren ve hedef tarafından algılanma ihtimalini düşürmek amacıyla yeterince yaklaştıktan sonra hedefe kilitlenen füze türü.
Görünür ve kızılötesi bandı içeren optik sistem.
Elektrik üreten sistem.
Elektromanyetizması bulunan veya bununla ilgisi olan.
Boşlukta ışık hızıyla yayılan, manyetik ve elektrik alanlarından oluşan, radyo dalgaları, mikrodalga, kızılötesi ışınlar, görünür ışık, morötesi ışınlar, x ışınları ve gama ışınları gibi türleri bulunan enerji dalgaları.
Elektronik harpte, dost veya düşmanlara ait elektronik sistemleri tespit ve kimliklendirme.
Elektromanyetik spektrumu dost unsurların yararına kullanmanın ve düşman unsurların kullanımını kısıtlamanın amaçlandığı savaş.
Radar veya radyo iletişimi ile düşmanın gözetleme sistemlerini tahrip etme ve elektromanyetik, kızılötesi veya lazer sistemleri kılavuzluk ve hedefleme için kullanan silahlardan herhangi birine karşı koyma faaliyetlerine verilen genel ad.
Elektronik harpte, elektronik sistemleri düşman taarruzlarından koruma.
Elektronik harpte, düşmanlara ait elektronik sistemlere yönelik, anti-radyasyon füzesi kullanımını da içeren saldırı.
İçinde depolanan büyük miktardaki kimyasal enerjiyi bir dış etkenle gerçekleşen ani ve şiddetli bir tepkime ile açığa çıkarabilen madde.
Birbirinden bağımsız olarak test edilmiş iki veya daha çok yazılım ya da donanımın birbirine bağlanabildiğini ve birbiriyle çalışabildiğini doğrulamak amacıyla gerçekleştirilen test.
Mevcut mal ve değerlerin tümü.
Hava-hava ve hava-yer görevlerini yürütebilen çok amaçlı, tek motorlu jet savaş uçağı.
Bir bileşen veya sistemin gereksinimleri karşılayıp karşılamadığına karar vermek için ürünün geliştirildiği yerde tedarikçi firma personeli tarafından gerçekleştirilen test.
Bir platformun taşıyabileceği toplam operasyonel yükü ifade etmek için kullanılan terim.
(1) Üç direkli, yelkenli savaş gemisi; (2) günümüzde orta tonajlı savaş gemisi.
Roket, füze veya uzay araçlarının arzu edilen açılarda fırlatıldığı platform.
Fırlatma araçlarını tutmak, bunları fırlatma pozisyonuna getirmek ve fırlatma gerçekleşene kadar pozisyonunu korumak için tasarlanmış sistem.
Işık hızında bilgi iletebilen, plastik veya cam fiberlerden oluşan optik lif.
Bir arada ve komuta altında bulunan savaş gemilerinin ve uçaklarının tümü.
Bir tehdidi engellemek için gönderilen karşı tedbir mühimmatı tarafından isabet anında tehdidin imha edilmesi ya da delme mekanizmasının bozulmasının sağlanması.
Osmanlı donanmasında ince yelkenli savaş gemisi.
Patlayıcı maddeleri ateşlemede kullanılan düzenek.
Bir silah sisteminden atılan ve uçuş süresince yörüngesi hedefe göre güncellenebilen, itki üreten motorlara ve hava sürtünmesini azaltacak dış geometriye sahip mekanizma.
Gabya sınıfı; ABD donanmasındaki Oliver Hazard Perry sınıfı fırkateynlerin Türk Deniz Kuvvetleri’ndeki adı.
Top taşıyan küçük savaş gemisi.
Genellikle küçük ve hareketli özel kuvvetler tarafından düzenli birliklere karşı yürütülen, yıpratmaya, yavaşlatmaya ve caydırmaya yönelik savaş.
Ateşli silahlarda namlunun gerisinde bulunan, kimi zaman bir çemberin içinde yer alan ve arpacık ile hedefi aynı hizaya getirerek nişan almaya yarayan kertik.
RF (radyo frekansı) haberleşmesinde RF işaretlerinin istenen güç seviyesinde yayınlanmasını (gönderme) ve bir dış kaynaktan yayınlanıp sisteme ulaşan RF işaretlerinin ön yükseltme/filtreleme gibi işlemlerden sonra sistemin alt birimlerine iletilmesini (alma) sağlayan modüller.
Telekomünikasyonda başka bir cihazla haberleşebilen çeşitli cihazlara verilen genel ad; bir sinyali otomatik olarak alıp yükselttikten sonra farklı frekansta iletebilen, önceden tanımlanmış bir sinyali aldığında yine önceden belirlenmiş bir mesajı otomatik olarak yollayabilen ve uygun elektronik sorgulama (uyarma) yapıldığında yanıt sinyali gönderebilen haberleşme cihazı.
Gönderme/alma modüllerini dış gürültüden/etkileşimlerden arındıran birimlere verilen genel ad.
Sistemlere ait görevlerin dijital ortamda yönetilebilmesini sağlayan yazılımlara verilen genel ad.
Havacılıkta pilot tarafından gözle görülebilen alan.
Havacılıkta pilot tarafından gözle görülemeyen alan.
Güç kaynağından sağlanan enerjiyi ilgili ünitelere pay eden birimlere verilen genel ad.
Bir sistem ya da düzeneğin ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlamak için kullanılan birimlere verilen genel ad.
Silah sistemleri ve platformlardan atılan mühimmatın uçuş esnasında hedefe yönlenebilmesini sağlayan sistem.
Sıradan genel maksat bombalarının hedefleri aramasını ve yok etmesini sağlayan sistem.
Akıllı bomba; belirli bir konum veya hedefe güdümlenebilen, hassas vuruş kabiliyetli mühimmat.
Akıllı mühimmat; belirli bir konum veya hedefe güdümlenebilen, hassas vuruş kabiliyetli mühimmat.
Güneş ışığından gelen enerjiyi doğrudan elektriğe dönüştüren araç.
Maden eritilen ve işlenen imalathane.
Genellikle hava araçları tarafından kısa mesafelerde kullanılan torpido türü.
Tabanca, tüfek gibi küçük çaplı taşınabilir silahlara verilen genel ad.
Belli bir amaçla bir askerî birliğe yaptırılan manevra, çarpışma, çevirme, kovalama benzeri işler.
Füzelere tahrip yeteneği kazandıran sistem.
Uçaktan atılan bombalara hassas takip ve vuruş yeteneği kazandıran sistem.
Yalnızca bağlantı elemanlarını ve konnektörleri açıp kapatarak nispeten kısa bir sürede bir yedek parça ile değiştirilebilen donanım parçası.
Ateşlenen merminin namlu içerisinde bir tam tur dönerek katettiği yol.
Kara kuvvetlerini, deniz kuvvetlerini veya diğer hava kuvvetlerini doğrudan destekleyen hava operasyonu.
Hava sahasının ve stratejik mevzilerin hava tehditlerinden korunmasını sağlayan sistem.
Havadan havaya füze; uçak ve helikopterler tarafından diğer hava araçlarını imha etmede kullanılan füze.
Üstün atış gücüne sahip, kısa namlulu bir top türü.
Büyük gemilerin onarım için çekildikleri yer.
Nişan alınacak yer, nişangâh.
Hava atışlarında hedef olarak kullanılan insansız hava aracı.
Hava platformlarında uzun mesafelerden hedef tespiti, teşhisi ve takibi yapmaya yarayan elektro-optik sistem.
Ses hızından beş kat veya daha yüksek hızlar için kullanılan terim.
Demir veya tunçtan dökülmüş, içine patlayıcı madde doldurulup havan topu veya el ile atılan, yuvarlak bir bomba türü.
Saldırı amaçlı kullanılan askerî gemi.
Saldırı, keşif ve karakol görevlerini yürüten, torpidoyla donatılmış, hızlı ve küçük savaş gemisi.
Bir ışın demetini alıcıya daha kaliteli aktarabilmek için uygulanan yöntemlere verilen ad.
İstif sınıfı; Ada sınıfı korvetlerin genişletilmiş ve geliştirilmiş bir türü olan çok maksatlı fırkateyn sınıfı.
Uzun bir iğnenin kapsüle vurması ile çalışan ateşleme sistemi.
İzinsiz bölgelerde uçuş yapan insansız hava araçlarını uzaklaştırmaya veya düşürmeye yarayan cihaz.
Bir araçta, üretildikten sonra zaman içinde görülen, kasıtsız, tesadüfi veya öngörülmemiş, zarar verici etkileri olan hasar.
Gemilere ya da açık deniz petrol platformlarına temel gıda, ekipman, yakıt ve malzeme sağlamakla görevli gemi.
Bir platforma, görev bölgesi boyunca değişen tehditlere karşı koruma seviyesi adaptasyonunda yüksek esneklik sağlamak ve yüksek hareket kabiliyeti kazandırmak amacıyla eklenen balistik koruyucu.
Motorun ilk kez çalışmaya başlaması için yakıtın yanmasıyla gerçekleşen işlem.
Hava akımı ve tahrik kuvvetlerinden faydalanarak uçabilen, yük ya da silah taşıyabilen, otonom uçuş kabiliyetine sahip hava aracı.
Düşmana karşı savunma yapmak amacıyla düzenlenmiş yer.
Sis veya parçacıklarla kara muharebe aracının etrafında yanıltıcı/gizleyici perdeler oluşturularak ya da ısı (kızılötesi) ve lazer güdümlü füzelere karşı yanıltıcı sinyaller kullanılarak tehdidin hedefinden saptırılıp bertaraf edilmesi.
Uygulanan platform veya sistemin muhabere sahasına adaptasyonunun, bekasının ve performansının artırılması için çeşitli bantlarda çalışan ve tespit/algılama tehditlerine karşı radar/kızılötesi/akustik sönümleme veya yanıltma işlevini yerine getiren malzeme.
Atıcı tarafından şarjördeki mermi sayısının takip edilebilmesi, hedef işaretleme veya yön tayini gibi amaçlarla kullanılan ucu renkli mermi.
Jet motoruna sahip, yüksek hızda uçabilen tepkili uçak.
Platform ve sistemlerin kablolama faaliyetlerine verilen genel ad.
Bir ürünün veya sistemin tasarım şartlarına uygunluğunu belirlemek için yapılan ve kabul edilmesine temel oluşturan test.
Silahların tutulacak kısmı; bir silahın düzgün tutulabilmesi için elin yapısına uygun olarak tasarlanmış, gövdenin devamı niteliğindeki parça.
Yelken ve kürekle yürütülen, özellikle Akdeniz’de kullanılmış bir savaş gemisi.
Bir ölçü aletinin veya ölçme sisteminin gösterdiği değerler ile ölçülenin bilinen değerleri arasındaki ilişkiyi belli koşullar altında inceleme işlemi, ölçümleme.
Bir sürecin veya bir sistemin işlevini önceden belirlenmiş gerekliliklere uygun olarak yerine getirdiğinden emin olmak için yürütülen çalışmalar.
Bir uçak veya helikopterin yakıt, yük, yolcu ve teçhizatı dâhil kalkışı için teknik olarak izin verilen en yüksek ağırlık.
Yelken ve kürekle yürütülen savaş gemilerinin en büyüğü.
İki tarafı da keskin, ucu sivri bıçak.
Güdümsüz genel maksat bombalarına güdüm ve uzun menzil yeteneği kazandıran sistem.
Ateşli silahlarda ısı veya şok etkisi (horozun ya da iğnenin çarpması) ile kovan içerisindeki ana imla hakkı olan barutun yanmasını sağlayan, kovanın alt kısmında yer alan yuvarlak metal parça.
Namlusu yivsiz tüfek.
Kimyasal Biyolojik Radyoaktif Nükleer.
Uzak mesafelerden yüksek isabet oranıyla vuruş yapmak için kullanılan tüfek.
Elektromanyetik spektrumun görünür ışık ile mikrodalga alanları arasında yer alan, dalga boyu 700 nm ila 1 mm arasında olan, gözle görülemeyen ışınım.
Füzelere, kızılötesi dalgaları algılayarak hedef tespiti yapma, tespit edilen hedefe kilitlenme ve imha gerçekleşene kadar hedefi takip etme kabiliyeti kazandıran sistem.
Nesnelerin kızılötesi elektromanyetik spektrumdaki doğrudan ya da dolaylı ışımalarına verilen ad.
Bir koaksiyel kabloyu bilgisayar ya da benzeri bir sisteme bağlamada kullanılan cihaz.
Denizlerde ve iç sularda çeşitli emniyet ve güvenlik görevleri ile arama-kurtarma faaliyetlerinde kullanılan nispeten küçük askerî gemi.
Akım dönüştürücü aygıt.
(1) Hem yelkenli hem çarklı savaş gemisi; (2) denizaltılara karşı silahlandırılan savaş gemisi.
Ateşli silahlarda fişeğin kapsül, barut ve kurşun taşıyan yuva bölümü.
Deniz yollarını gözetmek, keşif yapmak, hava ve deniz filolarına kılavuzluk etmek gibi amaçlarla topla silahlandırılmış hızlı savaş gemisi.
Kullanıcının bilgisayar yazılımları ile etkileşimini sağlayan yöntemlerin bileşkesinden oluşan bir çeşit ön sayfa.
Su üstü gemilerinde meydana gelebilecek kaza ve arıza durumlarında geminin ve personelin kurtarılması ile geminin onarım tesislerine intikali görevlerini yürütecek, denizaltılarda meydana gelebilecek benzer durumlarda ise hayatta kalan personelin kurtarılmasını sağlayacak özel donanıma sahip gemi.
0,32 inç veya daha küçük çapta kalibreli tüfek.
Uydu tabanlı radyo-navigasyon sistemi.
Işığın uyarılmış radyasyon ile yükseltilmesini sağlayan optik düzenek.
Güdümsüz bir bombaya hedefi daha yüksek doğrulukla vurma kabiliyeti kazandıran, yarı aktif lazer teknolojisine sahip sistem.
Kara, hava ve deniz platformlarından hafif zırhlı veya zırhsız, sabit veya hareketli hedeflere karşı kullanılan, yüksek vuruş hassasiyetli ve maliyet etkin bir füze çeşidi.
Enerjisini uzaktaki bir hedefe odaklayarak ışık hızında vuruş yapan silah.
Osmanlı donanmasında ve kıyılarında görev yapan askerî sınıf.
(1) Geri hizmet; (2) geri hizmet ile ilgili.
Kuşatma sırasında ağır taş gülleleri fırlatmada kullanılan eski bir savaş aracı.
Bir taktik harekâtta manevra yapan birlikler.
Deniz araçlarında kullanılan jeneratör.
Platformlarda faydalı yüklerin yükseltilip alçaltılmasına olanak tanıyan mekanizma.
Toprağın altına, üstüne veya suyun içine yerleştirilen, doğrudan doğruya çarpma veya basınç etkisiyle patlayarak hasara sebep olan patlayıcı madde.
Savaş ve ulaştırma araç gereçleri ile donatılmış birlik.
Denizden karaya mekanik araç, personel ve mühimmat çıkarma.
Orta bölümünde silahların tutulduğu zırhlı bir alanı bulunan (gemi).
İskân edilmiş bölge, yerleşim merkezi.
Savaş esnasında silah sistemlerinin etkin şekilde kullanılmasını sağlamak üzere mevziye yerleşme.
Kütlesi 10 ila 100 kg arasında olan uydu.
Bir mal veya ürünün, tüm fikrî ve sınai hakları yerli kişi, kurum ve kuruluşlara ait olarak üretilmesi.
Operatör müdahalesine gerek kalmaksızın vardiyalı biçimde çalışan, araca veya römorka monteli ikili jeneratör.
Gelişen teknoloji neticesinde verimlilik yönünden, teknik açıdan veya üretim maliyetleri açısından ömrünü tamamlamış mal veya ürüne son teknolojiye uygun parçalar eklenmesi ya da bir parçasının yeni bir model ile değiştirilmesi.
Bir uzay taşıtının bütün yapısı içinde yer alan ve kendi başına hareket edebilen bölüm.
Savunma veya hâkimiyet sağlama amacıyla genelde hâkim tepelere kurulan, askerî birliklerin gereksinim duyduğu çeşitli sistemleri içinde barındıran ve ihtiyaca göre genişletilip daraltılabilen askerî bölge.
Elektromanyetik spektrumda görünür alanın dışında yer alan, dalga boyu 100 ila 400 nm arasında olan, yapay olarak da elde edilebilen, gözle görülemeyen ışınım, ultraviyole.
Motorlu taşıtlarla donatılmış (kıta veya birlik).
Asli görevi savaşmak olan askerî personel sınıfı.
Saldırı ve savunma amaçlı hava operasyonlarında kendi mühimmatı ile hava muharebesi yapabilen, manevra kabiliyetine sahip askerî uçak.
Torpido, top ve denizaltılara karşı silahlandırılmış, küçük ve hızlı savaş gemisi; destroyer.
Ateşli silahlardan atılan her türlü patlayıcı veya delici malzeme, cephane.
Bir kıyı devletinin, araştırma, işletme, enerji kazanımı gibi amaçlarla kullanım hakkına sahip olduğu deniz bölgesi.
(1) Ateşli silahların ucunda bulunan, merminin yüksek doğrulukla ve emniyetli şekilde hedefe gönderilmesine yardımcı olan boru biçimindeki parça; (2) kesici silahların uzun demir kısmı.
Fiziksel nesnelerin birbirleriyle veya daha büyük sistemlerle bağlantı kurmasını sağlayan iletişim ağı.
Düzenli birlikler ve klasik yöntemler ile yürütülen savaş.
Yüksekten ve alçaktan atış yapabilen, orta menzilli, kısa namlulu top.
Spesifik bir dalga boyundaki ışığı seçme yoluyla ileten araç.
Işık yansımasını, ışın ayrılmasını, renk ayrımını, filtre ve polarizasyonu azaltmak veya artırmak amacıyla optik parçalara uygulanan işlem.
Elektronik devrelerde, sinüs, kare, üçgen ve testere dişi biçiminde elektrik sinyalleri veren düzenek.
İnsan müdahalesi olmadan ya da çok az insan müdahalesi ile çalışabilen.
Saldıran uçak ya da yerde bulunan hava savunma sisteminin, hedef uçak üzerinde dar bir radar ışın demeti oluşturduğu ve fırlatılan füzenin kendisini bu demetin içinde konumlandırma gayretiyle hedefe yönlendiği güdüm sistemi.
Patlama özelliği olan (madde).
Osmanlı donanmasında, düşman kovalamada kullanılan ve baş tarafında topları olan hızlı savaş gemisi.
Denizden karaya personel çıkarma.
En eski askerî personel sınıfı olan piyadenin ana muharebe silahı.
Herhangi bir askerî yapı ya da araç.
Mühimmat veya platformlarda kullanılan, sökülüp takılabilen ve ihtiyaç duyulduğunda sarf edilebilen haricî ürün.
Alman donanmasındaki Tip 209/T1.1400 türünde üretilmiş denizaltı sınıfı.
Kara, hava ve su üstü platformlarına entegre edilen, radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını tespit edebilen cihaz.
Bir yansıtıcı nesnenin (hedefin) karakteristik yankı işaretlerine ait bilgilerden oluşan ve o nesnenin tipini ya da en azından doğasını tespit etmeye yarayan bir çeşit parmak izi.
Bir nesnenin radarla ne kadar algılanabilir olduğunun ölçüsü.
Radar sistemlerinin hedefi otomatik olarak takip etmesine imkân veren teknoloji.
Üzerine düşen elektromanyetik dalgadan geri yansıyan işaretin genlik seviyesini düşürerek kullanıldığı aracın radar kesit alanı değerini ve radar izini azaltan malzeme.
Zorlu hava koşulları ve diğer olumsuz etkilere karşı radar antenlerini koruyucu kaplama.
Yüksek frekanslı sinyalleri belli bir transmisyon hattına yönlendiren pasif mikrodalga cihazı.
Radyo frekansında çalışan vericilerde gerekli kazancı ve gücü sağlayan, genellikle anteni besleyen devre elemanı.
Birtakım işlevlerde insanın yerini alabilecek düzeneklerin hazırlanmasına ilişkin disiplinler arası çalışma ve tekniklerin bütünü.
Bir silah sisteminden atılan ve atış esnasında mekanik olarak yön verilen, hava sürtünmesini azaltacak dış geometriye sahip güdümsüz mermi.
Dalgalı akımlı elektrik motor veya dinamolarında hareketli bölüm, döneç.
Atlarla çekilen seyyar top.
Düşman unsurların hedefindeki dost unsuru saldırılardan korumak amacıyla kullanılan aldatıcı sistem.
Özel ve büyük bir ateş gücüne sahip olan, saldırılardan korunmak için zırhla kaplanmış gemi, harp gemisi.
Gemilerdeki sensör ve silah sistemlerinin, veri bağlantılarının, destek önlemlerinin ve diğer donanımların idare edilebilmesini sağlayan, ölçeklendirilebilir, modern komuta kontrol sistemi.
Bir ülkenin, diğer ülkelerin, terör örgütlerinin veya suç gruplarının mevcut ya da olası tehditlerinden korunmasını sağlayan tedbirlerin bütünü.
Farklı konum ve açılarda yerleştirilmiş birden fazla alıcısı bulunan, yüksek çözünürlük elde etmek için elektronik ortamda birleştirilmek üzere görüntü toplayan radar sistemi.
Bir noktadan başka bir noktaya lazer ışınlarıyla iletişimi mümkün kılan bileşenlere verilen genel ad.
Bir ürünün statüsünün, başarısının ya da belli gereksinimleri karşıladığının resmî olarak onaylanıp belgelenmesi.
Havacılık otoritelerine yeni bir hava taşıtı tasarımının güvenli olduğunu göstermek amacıyla üretici tarafından gerçekleştirilen uçuş.
Ateşli silahlarda namlu içindeki helezon çıkıntı.
Su üstü ve kara hedeflerine karşı kullanılabilen, hava solumalı jet motorlu itki sistemine ve sabit hızda düz uçuş yeteneğine sahip güdümlü füze.
Bilgisayar ve sunucuları, mobil cihazları, elektronik sistemleri, ağ ve verileri yetkisiz erişimden ve kötü amaçlı saldırılardan korumaya yönelik önlemler.
Devletlerin, birbirlerinin siber uzaydaki varlıklarına zarar vermek, bunları manipüle etmek, kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak, kesintiye uğratmak veya tümüyle hizmet veremez duruma getirmek amacıyla yürüttükleri savaş.
Savunma veya saldırı amacıyla kullanılan araçlara verilen genel ad.
Platformlarda veya kalelerde, topçu mevzilerinde topun makine bölümünü ve topçuları koruyan zırhlı kule, taret.
Gerçeğe uygun yapay öğrenme aygıtı, öğrencelik.
Batmış nesnelerin yerini ve durumunu akustik dalgalar aracılığıyla saptayan sistem.
Atmosferik inceleme, ölçüm ve yerçekimsiz ortam testleri yapmaya yarayan deneysel roket.
Ses hızından iki ila beş kat daha yüksek hızlar için kullanılan terim.
Hava, kara veya deniz araçlarının otonom veya yarı otonom şekilde, birbirleriyle sürekli iletişim hâlinde ve bir bütün olarak görev icra ettiği düzen.
Namlusunda altı yiv bulunan tüfek.
Cepte ya da belde taşınan, kısa ve hafif ateşli silah.
Dört bölükten oluşan askerî birlik.
Bir bölgeyi savunmak için yapılmış ve silahlarla güçlendirilmiş yapı; ayrı ve küçük istihkâm.
Motorlu taşıtlarda hareketi sağlayan düzenek.
Bir hava aracının yerdeki hızını ve yön kontrolünü sınamak için yapılan test.
Kısa menzilli bir balistik füze çeşidi.
Zırhlı ve silahlı, tekerlekleri paletli, motorlu savaş taşıtı.
Tankları etkisiz hâle getirmek için kullanılan silah.
Platformlarda veya kalelerde topu ve topçuları koruyan zırhlı kule.
Askerî birlikleri savaşa hazırlamak amacıyla arazide yapılan savaş denemesi, manevra.
Bir ülke veya kurum tarafından geliştirilen bir teknolojinin, bir ya da birkaç ülke veya kuruma sunularak kullanılmasının sağlanması.
Herhangi bir sistemin kablolu veya kablosuz olarak uzaktan izlenmesi ya da kontrol edilmesi.
Ok, mızrak gibi silahların ucundaki sivri demir.
Gemi yapılan yer, gemilik.
Ateşli silahlarda geriye doğru çekilerek ateşlemeyi sağlayan parça.
Baş tarafında patlayıcı madde bulunan, su altı ve su üstünden atılabilen savaş silahı, torpil.
Torpido atmak için kullanılan, küçük ve çok hızlı hareket eden savaş gemisi.
Germanyum veya silisyum elementlerinin yarı iletkenlik özelliklerinden yararlanılarak imal edilen, elektronik tüplerin elektrik titreşimlerini genişletmekte kullanılan, sağlam yapılı ve uzun ömürlü alet.
Turboşarj ile donatılmış bir sıkıştırma ateşlemeli motor.
Havanın içeri alınmasını sağlayan bir döner türbin pervanesine sahip jet motoru.
Türbin tahrikli bir kompresörün havayı içeri çekip sıkıştırarak onu yakıtın enjekte edildiği bir yanma odasına zorladığı jet motoru.
Üretilen gücü dişliler yardımıyla pervaneye aktaran bir tür jet motoru.
İtme gücü yerine şaft gücü üretmek için tasarlanmış bir tür gaz türbini motoru.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterinde yer alan karakol gemileri sınıfı.
Savaşta ya da avda kullanılan, uzun namlulu ateşli silah.
Su, buhar, gaz gibi akışkanların enerjisiyle dönerek çalışan ve genellikle elektrik üretmede kullanılan araç.
Yerden fırlatılan ve genellikle kapalı bir yörünge çizerek dünyanın etrafında dolanan araç.
Elektronik harpte, hedef alınan bölgeden gelebilecek saldırılara karşı savunma yapılmasını mümkün kılan mesafelerden yürütülen karıştırma faaliyetleri.
Bir askerî harekâtın yürütülebilmesi için birliklerin ihtiyaç duyduğu her türlü gerecin toplandığı ve dağıtıldığı bölge.
Büyük veri tabanlarından veya veri kümelerinden, yararlı olabilecek ve genellikle önceden bilinmeyen bilgileri çıkarma.
Kara harekâtını ve ateş gücünü desteklemek amacıyla düşman hedeflerinin hava unsurlarınca imhası.
Yakıt ile havanın elektrokimyasal tepkimesi sonucu elektrik enerjisi üreten sistem.
Kesici ve batıcı aletlerin kesen veya batan kısmı.
Bir bilgisayarın ya da bilgisayar kontrollü bir sistemin çeşitli faaliyetleri zeki canlılara benzer şekilde yerine getirebilme kabiliyeti.
Mühimmatın hedefi vurabilmesini sağlamak için, gönderdiği radar sinyalleri ile hedefi aydınlatan güdüm sistemi.
Dört fırkateynden oluşan, Türk donanmasının ilk modern fırkateyn sınıfı.
Bilgi işlemde kullanılan programların, kuralların, programlama dillerinin ve belgelemelerin tümü.
Başka bir gemiyi bağlayıp çekme görev ve donanımına sahip gemi.
Bir mal veya ürünün, sermayesi ve fikri yabancı olabilse de ülke içinde yerli imkânlarla, özellikle yerli pazara yönelik olarak üretilmesi.
Ateşli silahların namlusundaki sarmal yuva.
Yiv-set eğrisinin namlu dış yüzeyi ile oluşturduğu açı.
Lazer, mikrodalga ve parçacık ışınları da dâhil olmak üzere yüksek odaklı bir enerji ile etki gösteren silah.
Denizde veya okyanusta görev yapmak üzere donanmaya ait deniz araçlarında bulunan askerî birlik.
Savaşta veya savaş dışında güvenliği sağlamak üzere zırh ile kaplanmış araç.